Pixabay
Hazırlık ve hayatta kalma topluluğundaki en büyük sorulardan biri, hayatta kalma amacıyla bir sığınak inşa edilip edilmemesi konusudur. İnsanlar bu konuda bir ileri bir geri gitmekte, çoğu kişi sığınak inşa etmek lehinde görüş bildiren yorumlar yapmakta. Ben de hazırlık topluluğundaki insanların nasıl sığınak inşa ettiklerini izleyip, bunu yapma gerekçelerini öğrenmeye çalışıyorum.
Sığınak fikri aslında İkinci Dünya Savaşı’nda ortaya çıkmıştır. Muhtemelen o dönemin en ünlü sığınağı Berlin’deki Alman Başbakanlık binasının arazisine inşa edilen Führerbunker’di. Bu sığınak, Adolf Hitler ve yakın ekibini korumak için tasarlanmış altı katlı bir yeraltı ofis kompleksiydi. Sahadaki komuta merkezi olan Kurt İni’nde de benzer bir sığınak vardı. Hükümetteki ve ordudaki diğer üst düzey yetkililerin de sığınakları vardı ve hepsi de hem sivil hem de askeri Alman yüksek komuta kademesinin Müttefik bombardımanından kurtulmasına yardımcı olmak amacıyla inşa edilmişti.
Yine de sığınak inşa edenler sadece Almanlar değildi. Luftwaffe’nin İngiltere’yi bombalaması, İngiliz ordusunu daha kritik askeri tesislerinden bazıları için, özellikle de adanın saldırıya daha açık olan güney kesiminde bulunanlar için sığınaklar inşa etmeye zorladı. Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin komuta ve kontrol için kullanılan savaş odalarının birçoğu, hava saldırılarından korunmak için yeraltına yerleştirildi.
Pasifik Savaşı’nda deniz piyadeleri ve kara kuvvetleri işgal ettikleri bazı adalarda gemi ve kara topçu ateşine karşı korunmak için sığınaklar inşa etmişlerdi. Bu tür bir saldırı hava saldırısından bile daha kötü olabiliyordu çünkü o günün büyük deniz topları uçaklardan atılan bombalardan daha güçlüydü. Her iki durumda da, uçaktan atılan bir bomba ile gemiden atılan patlayıcı bir mermi karşı tarafta hemen hemen aynı etkiyi yaratıyordu.
Sığınakları hava saldırılarından korunmak için kullanma fikri, Luftwaffe’nin uzun menzilli bombardıman uçaklarıyla Amerika Birleşik Devletleri’nin doğu kıyılarını bombalama riskine dayanarak hızla Atlantik ötesine yayıldı. Alman hükümeti, gösterişli sivil havayolu şirketi Lufthansa aracılığıyla Güney Amerika’ya uzun mesafeli uçuşlar düzenlediğinden, New York’u ve muhtemelen Doğu Yakası’ndaki diğer limanları bombalama kabiliyetine sahip olduklarına inanılıyordu.
İkinci Dünya Savaşı sona erdikten hemen sonra ABD Soğuk Savaş’a ve beraberinde Sovyetler Birliği ile termonükleer savaş riskine girdi. Bir kez daha ortada endişelenmek için iyi bir neden vardı, çünkü bir nükleer saldırı muhtemelen her patlamanın birkaç km ötesinde yer üstündeki her şeyi yok edecekti ve ondan sonra serpinti ile karşılaşma riski vardı. İnsanlar böyle bir olayda hayatta kalabilmek için sığınakların bir başka şekli olan serpinti barınakları inşa ettiler. Şehirde ya da herhangi bir askeri hedefin yakınında yaşayanlar için bir serpinti sığınağı nükleer savaşta hayatta kalmak için vazgeçilmezdi.
O Zamanki Sığınaklar, Şimdiki Sığınaklara Karşı
Tüm bu tarihten de görebileceğimiz gibi, sığınaklar geçmişte çok özel bir amaca hizmet etmiştir. Irak’ta bile Saddam Hüseyin’in inşa ettirdiği sığınaklar çoğunlukla askeri karargah birimlerini hava bombardımanından korumak içindi. Yine de hazırlıkçıların sığınak inşa etmekle ilgili konuşmalarında hava bombardımanı hakkında hiçbir şey duyamazsınız. Daha ziyade, toplumun çöküşü sırasında kendilerini aç insan ordularından korumak için sığınaklar inşa etmekten bahsediyorlar.
Sığınaklar bizi böyle zamanlarda koruyabilir mi? Emin değilim. Bu biraz da sığınağına bağlı. Videolarını izlediğim sığınakların çoğunda savunma açısından pek çok sorun var. Örneğin, giriş yolu ve acil çıkış genellikle birbirine çok yakın inşa ediliyor. Acil çıkıştan kaçmaya çalışan biri ana girişe saldıranlar tarafından kolayca görülebiliyor ve bu da saldırganların saldırı planlarını değiştirmelerine olanak sağlıyor. Eğer kolayca bulunabilecek kadar yakınsa, çıkışı bir çalılığın içine saklamanın bile faydası olmayacaktır.
İyi bir kaçış yolu olmadan kendinizi bir sığınağa kilitlemek, aslında saldırganların pes edip gideceğine güvenmektir. Saldırganlara bağlı olarak bu işe yarayabilir de yaramayabilir de. Onların gideceğine güvenmek istemezdim, çünkü sahip olduklarınızı alamasalar bile sizi olduğunuz yerde öldürmenin daha iyi olacağına karar veren bir kişi olabilir.
Herhangi bir sığınak, kendinizi saldırıya karşı savunabilme fikriyle inşa edilmelidir. Sadece kendinizi gözden uzak tutmanız yeterli gelmeyebilir. Eğer saldırı yapan kişi yeterince kararlıysa, hemen hemen her yere girebilir. Onlar içeri girmeden önce sığınağınızı savunmak için aktif rol almanız gerekebilir. Bunun için plan yapın ve sığınağınızı ve savunma yapmanızı kolaylaştıracak her türlü ek korumayı inşa edin.
Bunu aklımda tutarak, eğer bir sığınak inşa edecek olsaydım, bunu daha çok bir tarafı yamaçta yarı açık bir yeraltı evi gibi yapacağımı düşünüyordum. O taraf beton bir duvarla korunur ve bana bir çatışma pozisyonu sağlardı. Ayrıca sığınağın ortasına 360 derece ateş edebilmemi sağlayacak bir taret inşa ederdim, böylece diğer yönlerden gelen saldırılara karşı savunma yapabilirdim. Açıkçası, aynı anda hem tarette hem de ön ateş pozisyonunda olamayacağımdan, yanımda başka nişancılar olduğundan emin olurdum.
Bugün birçok sığınağın diğer büyük sorunu, güvenli bir havalandırma sistemine sahip olmamalarıdır. Bir sığınaktaki herhangi birini öldürmenin en kolay yolu bir kamyoneti çekip egzoz borusundan sığınağın hava girişine bir hortum bağlamak. Gördüğüm çoğu sığınakta bunu yapmak hiç de zor değil ve onları durduracak hiçbir engel yok; sığınak sakinlerinin kendilerini böyle bir saldırıdan korumalarının da bir yolu yok. Muhtemelen sığınaktakiler saldırganlar silahlarını ateşlemeden hemen önce sığınaklarından çıkmak zorunda kalacaklardır.
Herhangi bir sığınağın etkili olabilmesi için saldırganlardan iyi gizlenmiş olması gerekmektedir. Bir ordu deyimi şöyledir: “Eğer görebiliyorsan, vurabilirsin ve eğer vurabiliyorsan, yok edebilirsin.” Bu tam da olmasını istemeyeceğiniz şeydir. Bu nedenle, eğer bir konut inşa edeceğiniz yerdeyseniz, evinizin altına bir sığınak inşa etmeniz daha iyi olacaktır. Diğer bir olasılık ise insanların sizi aramaya gelme ihtimalinin düşük olduğu bir yere inşa etmektir.
Etkili Bir Sığınak İnşa Etmenin Anahtarları
Bir sığınak tasarlamanın ve inşa etmenin pek çok yolu var ve sonuçta ihtiyaçlarınızı karşılayacak olanı seçmeniz gerekecek. En iyi seçeneğiniz duvarları beton bir döşeme üzerine çelik bloklar ile inşa etmek ve çatı için de başka bir beton döşeme kullanmak olacaktır. Unutmayın, birisi sığınağınızın üzerinden bir kamyonet veya SUV ile geçmeyi deneyebilir, bu nedenle bu ağırlığı taşıyacak kadar güçlü olması gerekiyor.
Bir de boyutlardan bahsedelim. Geçmişte kendi ailem ile birlikte 45m2’lik bir yazlıkta yaşadım ve bunun ne kadar sıkışık olabileceğini biliyorum. Birçok kişi 30 ya da 40 m2 bir konteynerinin sığınak için iyi bir boyut olduğunu düşünüyor. O yazlıkta yaşadığım deneyime dayanarak, eğer bu alan düzgün bir şekilde düzenlenirse bir yaşam alanı için yeterince geniş olduğunu söyleyebilirim. Ancak 40 m2 bir yaşam alanınız olacaksa, muhtemelen depolama için en az 20m2’lik bir alana daha ihtiyacınız olacaktır. Su deponuzun yanı sıra yiyecek ve diğer malzeme stoğunuzu da oraya yerleştirmeniz gerekecektir.
Herhangi bir sığınağın en hassas noktaları yukarıda belirttiğim gibi giriş yolları ve havalandırma kanallarıdır. Eğer bir acil çıkışınız olacaksa, bunu girişten mümkün olduğunca uzakta tutmaya çalışın. Acil çıkışınızın girişten görünmemesi için bir tepenin içinden 100 metre tünel açmak belki zor olabilir, ancak eğer yapabiliyorsanız bu mantıksız bir eylem değildir. Benzer bir şey acil durum hava girişi için de yapılabilir. Zehirli gazlarla başa çıkabilecek iyi bir hava filtreleme sistemini kurduğunuzdan ve sahte havalandırma yapıları bıraktığınızdan emin olun.
Normandiya’da yer alan bir Alman sığınağının yanıltıcı havalandırma sistemi, iyi kurgulanmış.
Giriş tünelinizin alt ucunun yaşam alanı girişinin birkaç metre altına indiğinden de emin olun. Bu ekstra tünel boşluğu, su baskını durumunda su için, deprem durumunda içine toprak düşmesi için ve sizi öldürmeye çalışırlarsa el bombaları veya dinamitlerin zararsız bir şekilde patlayabileceği bir yer olarak yararlı olabilir.
Tesisattan bahsetmişken, bu bir sığınak inşa etmenin en zorlu kısmı olabilir. Sığınak kargaşa zamanlarında güvenli bir yer olarak inşa ediliyorsa, tamamen kendi kendine yeten bir yapıda olmalıdır. Bu da sığınak sakinlerinin ihtiyaçlarını karşılayacak kadar su depolanması ve atık su için bir foseptik deposu ve sızıntı suyu sahası olması anlamına gelir. Muhtemelen su kaynağınızı yenilemek isteyeceksiniz, ancak ana su deponuz, kuşatma altına girmeniz durumunda, aylarca olmasa da en az birkaç hafta boyunca ihtiyaçlarınızı karşılayacak kadar büyük olmalıdır.
Elektrik de bir sorun olacaktır. Sığınak yeraltında olduğundan, en azından aydınlatma ve havalandırma için elektrik enerjisine ihtiyacınız olacaktır. Jeneratörler kullanışlıdır ama yeraltında egzoz çıkışı sorun yaratır. Ayrıca egzoz çıkışını bulabilirler ve bulurlarsa da basitçe bloke ederek size karşı kullanabilirler. Güneş enerjisi de iyidir, ancak kabloların kesilmesi / kopmasıyla yüzey ile bağlantısı kolayca kesilebilir. Muhtemelen birden fazla elektrik üretim aracının yanı sıra bir yedek akü sisteminin olması daha iyi olacaktır, böylece eğer bir kaynağı keserlerse, hala enerjiniz olacaktır.