Pixabay
Bugüne kadar bulduğumuz en büyük altın külçesi ya da Avustralyalı amatör bir altın avcısının yakın zamanda keşfettiği 2,6 kilogramlık altınla ilgili hikayeleri duyunca, Dünya’da muazzam miktarda altın keşfedebileceğimizi düşünerek aldanabilirsiniz.
Şu ana kadar keşfedilen tüm altının 23 x 23 metrelik (75’e 75 feet) küçük bir küpün içine sığabileceğini öğrenmek şaşırtıcı gelebilir. Nispeten küçük boyutuna rağmen, bu küp ABD’de bulunan Özgürlük Heykeli’nin sekiz katı ağırlığında olacaktır.
Ne kadar altın bulundu?
Tarih boyunca çıkarılan tahmini altın miktarının 187.000 ton civarında olduğu, keşfedilen toplam miktarın ise yaklaşık 244.000 ton olduğu söylenmektedir. Ve altının neredeyse yok edilemez doğası ve geri dönüştürülebilme kabiliyeti sayesinde, bunların hemen hemen hepsi halen piyasada dolaşıyor.
Her yıl yaklaşık 2.756 ila 3.307 ton altın çıkarılmakta ve bu altının yüzde 30’undan fazlası Güney Afrika’daki Witwatersrand Basin madeninden gelmektedir. Şu anda Çin en büyük altın madencisi konumundayken, en büyük altın madeni kompleksi Barrick Gold’un Nevada Altın Madenleri’dir ve yılda 99.223 kilogram (3,5 milyon ons) altın üretmektedir.
Altının ne kadarı hâlâ yeraltında?
Altın, yerkabuğunda milyonda 0,0013 oranında bulunmaktadır. Bu oldukça seyrek bir oran gibi görünse de, referans olması açısından, en nadir bulunan değerli metal milyonda sadece 0,000037 parça olarak bulunur.
Toprak altında kalan altın ya mevcut altın fiyatlarıyla çıkarılması ekonomik olan “rezervler” ya da ekonomik olup olmadıklarının belirlenmesi için daha fazla araştırma yapılması gereken veya daha yüksek bir fiyattan satılması gereken “kaynaklar” olarak ölçülür.
ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu yer altı rezervlerinin 57.000 ton civarında olduğunu tahmin etmektedir; bu da keşfedilen altının yaklaşık yüzde 20’sinin henüz çıkarılmamış olduğu anlamına gelmektedir. Bu da şu anda bilinen tüm altın rezervlerini 17 yıldan biraz daha uzun bir süre içinde çıkarabileceğimiz anlamına geliyor.
Ancak madencilik teknolojisindeki ilerlemeler hem yeni rezervlerin keşfedilmesini kolaylaştırıyor hem de kaynakların çıkarılmasını daha ekonomik hale getiriyor, bu sebeple yakın zamanda Dünya’nın tüm altınını sömürmemiz pek mümkün görünmüyor.
Madencilik şirketleri şimdi “ikinci altına hücum” olarak adlandırdıkları bir girişimle Avustralya’nın Victoria eyaletine akın ediyor. Burada, altın rezervlerinin yerini daha iyi tahmin etmek için kaya oluşumlarının modern anlayışlarını kullanıyorlar ve günümüzün modern sondaj ekipmanları daha yüksek verim sağlıyor.
Ulaşılması güç bölgelerdeki altın
Dünya üzerinde bildiğimiz, çıkarılması ekonomik olmayan ve muhtemelen hiçbir zaman da çıkarılamayacak olan bir dizi altın rezervi de bulunmaktadır.
Antarktika’daki bilinen yataklar, kıtanın sert ikliminde çıkarılması için kapsamlı ekipman ve riskler gerektirecektir. Benzer şekilde, okyanusların tabanında da altın bulunduğu düşünülmektedir, ancak ulaşmanın uygulanabilir bir yolu olmadığından, elde edilecek verimin değeri hiçbir zaman ilerlemeleri makul kılmayacaktır.
Daha uzaklara baktığımızda, Ay’da da altın rezervleri olduğunu görüyoruz. Gelecekte bir gün bir Ay üssüne sahip olabilsek de, şu anda Ay’da altın çıkarmak piyasa değerinden çok daha pahalıya mal olacaktır.